Translate

Görüntüleme Sayısı

19 Nisan 2020 Pazar

İyi ki doğdun En güzel hikayem ...

20 nisan 2004 Senin doğum günün eğer fiili olarak yanımda olsaydın şuanda 16 yaşında olacaktın neler yaşardık neler olurdu hiç bir fikrim yok..

Bazen iyi ki yoksun diyorum şuan bu zamanda burada olsaydın senin için endişelenmekten ne hale gelirdim bilmiyorum ..
Sensiz geçen 4.doğum günü ..
Ve hiç unutmayacağım en güzel hikayemsin sen ..İyi ki doğdun gülüşünü özlediğim..
İyi ki doğdun sesini özlediğim..
İyi ki doğdun kokunu özlediğim..
İyi ki doğdun kalbini özlediğim... Sevgini özlediğim..
Bu özlemi anlatmaya hiç bir kelime yetmez ki maalesef ..
Bu sene bir karar almıştım ..Kendim için bir daha hiç bir zaman üzülmeyeceğim diye yani kendimi kötü hissettirecek kararlar almayacağıma dair..
Bunun üzerinde iyi ilerliyorum ...
Resimlerini sosyal hesaplarımdan silmemin ve kısıtlamamın sebebi sanırım ne kadarda beni etkilemiyor desem de resimlerini görmek gülüşünü görmek, özlemin daha çok etkiliyor beni  ..gerçi hala aksini düşünüyorum ama kalbim pek öyle söylemiyor...Ağrıyor çünkü her gördüğümde bir ateş düşer ve yanar ya hiç sönmez ya öyle bir his..Hiç istemediğim biri olmuşum çünkü.. Kırık kalpli biri ..Ve bunla yaşamaya alıştım ..
Hayatımdan hiç gitmeseydin keşke yani bu kadar kırılmış olmazdım herhalde ..
Çünkü senin sevgin varken bana hiç bir şey olmazdı.
Ve seni hiç unutmayacağım ..
Hani seni toprağa verdiğimde de aynısını ve üzerine defalarca koşa koşa mezarına geldiğim zamanda bunu söylemiştim..
Senin orada gömülü yani bedenin orada gömülü olmasına alışmam neredeyse 2 yılımı aldı sonra neyse ki biraz normale dönebildim...Her zaman her dakika hep bunu söylemiştim seni hiç unutmayacağım ...
Seni hiç unutmayacağım..

O kadar çok odaklanmışım ki buna ilk 2 sene neredeyse her saniye aklımdaydın..
Ve bir gün bir saat boyunca seni düşünmediğim zaman anladım yaramın kabuk bağladığını ve buna alıştığımı.. işte o zaman anladım iyileşmeye başladığımı birilerini sevdim ve hayatı yakaladım şu zamanlarda senden daha çok geleceğimi bilmiyorum gelecek mi? ama ilk defa bu sene geleceğimi düşündüm.. Senden çok geleceğimi düşündüm  ve alıştığımı anladım içimdeki sana ve acına alıştığımı anladım..
Normal insanlar gibi gerektiğinde ağlıyorum artık yani bu benim için çok büyük bir gelişme..Büyük bir iyileşme...
İnsanın doktoru gerçekten kendisi oluyor bu zamanlarda tabi çevresi de önemli ..
Ah be Baham ah be kınalı kuzum şımarık bebeğim..
Sende özledin mi acaba beni ?
Yani bilmiyorum benim için çok fazla önemliydin sırf bu yüzden fazla kızıyorum kendime ..
Seni kaybettiğim zaman nasıl nefes alamadağımı hatırlıyorum ...İnsanın nefes alması insanın canını acıtır mı ?
Ben böyle bir acı görmemiştim umarım bir daha da yaşamam kimse yaşamasın olmaz mı ?
Kimse görmesin böyle bir acı sevdiğinin gözlerinin önünde erimesini ve elinden hiç bir şey gelmemesini kimse görmesin ..Yaşamasın bunu bu hayattan böyle duygular silinse olmaz mı ?
Sonra böyle üzüntülü duygular hissediyoruz onların hayata merhaba dedikleri günlerinde..
Hayatımın hala en güzel günü 20 nisan zamanları beni üzse de hayatımın en anlamlı hediyesiyle tanıştım ben bugün bu yüzden değerli benim için ..
İyi doğdun cennet kokulum..
İyi ki ama iyi ki ablandım iyi ki benimdin..
İyi ki seni çok ama çok fazla sınır koymadan sevdim iyi ki bebeğim iyi ki iyi ki iyi ki bu kelimenin iyi ki nin şuan ki değerini benim için anlatmaya çalıştım ...
İyi ki  EN GÜZEL HİKAYEM oldun ...
                                                  Baha Köse Sarica :)


4 Nisan 2020 Cumartesi

Karantina günlükleri 3 (Camlı yollar hakkında)

Merhabalar..

Virüsün hayatımızı etkilediği bilmem kaçıncı günü...
Biraz kafamdakileri dökmek istedim yazıya bu sayede belki rahatlarım...
Aslında çokta dolu değil kafam herkes kadar dolu...
Herkes kadar düşünüyorum gelirleri ve giderleri..
Sevdiklerini kaybetme korkusunu ..
Yaşayacağın varsa elinde olmadan bir şekilde yaşıyorsun önüne geçemiyorsun ..
Yaşamamak için bu kötü zamanı önlem alıyorsun bir şekilde ..
Kaderinde kaybetmek varsa ne kadar uğraşsan da önüne geçemiyorsun yani en azında zamanında ben geçemedim ...Yaradan yaşa ya kulum dedi yaşadık umarım bundan Sonra da yürü ve koş Ya kulum der... :)

Bu duyguları bir çok insan yaşadı..bir hastalık olur ve tedavisi olmadığı için çok insan ölmüştür..Tedavisi olmayan o kadar çok hastalık var ki Bu Dünya 'da bu hastalıklar  Covid-19 kadar ünlü olamadı ..Kendisi resmen bir Fenomen..
Sadece farkı bu hastalık çok hızlı yayılıyor ve Dünya'da bütün insanları etkiliyor bazılarının sadece yaşamını bazılarınsa sevdiklerini elinden alarak etki bırakıyor insana ..

Bazı insanlarında ne kadar boş konuştuğuna ve çok saçmalayan insanlara şahit oluyoruz..Bende bunlardan biri olabilirim..

Bu dönemler genelde çevrendeki insanları tanıma dönemidir.. Bu konuda çok yardımcı oluyor hastalıklar.. İyi ve çıkarcıları ayırabiliyorsun ..

Biz Ölüm sayısını Rakamdan ibaret sanıyoruz ve sanıyorlar ..,
Yani senin başına gelmediği sürece de Virüs senin için sadece virüs olacak..
Ama bu rakamlar soyut bir şey değil ..
Sadece bu insanlar senin hayatında değiller tanımadığın için sana rakam olarak gözüküyor bu sayı ..Biraz yakınsa eğer o rakamalar sana biraz duygu yönünden etkiliyor seni..

60.000 rakamı aslında acı,hayat,belki çok sevilen bir baba,...
Belki çocuklarından vazgeçmeyen bir Anne ...
belki de saç teline bile kıyamadığın bir çocuk ...
 bu rakam insanların sayısı eskiden kalbi atan ...,
duygular besleyen ve hayalleri olan insanlardı..
en az senin kadar bir zaman canlı olan insanları betimliyor bu rakamlar..
Ama Artık değiller her şey gibi yarım kaldı. ..
Ve bu insanlar  Dünya'ya veda eden insanların sayısı..Hikayesi biten insanların ve Daha'da maalesef artacak ...Keşke artmasa dursa artık...

Bu salgın elbet bir gün geçecek daha önceki hastalıklar gibi İnsanlara bir çok şeyi hatırlatarak ve çok iz ve yara bırakarak geçecek ...
Bir çoğumuza da dersler verecek ..
Dünya'da hiç bir ülkenin hazır olmadığını da görmüş olduk ...

Dünya'ya çok fazla kötülük yaptık..
Sessiz hayvanlara işkenceler edildi.. Denizlerini kirlettik ..Ormanlarını (ciğerlerini) bitirdik..
Yaradan'da bize bizim nefesimizi ciğerlerimizi bitiren bir hastalık gönderdi ..
Ya da bir kulunun bunu yapmasına vesile oldu ..
Ciğerlerimiz nasıl hasar aldığında zor nefes alıyoruz onu gördük..
Biz bunu Dünya'ya yaptık ...Dünya da bize..
Dinlenmeye ihtiyacı var bence Dünya'nın ..
Bizde bu sırada insanların hala nasıl Nankör olabildiğini görmeye devam ediyoruz..
Bir insan bir insanı büyütürken ona en önemli ders olarak Sorumluluğu öğretmeli..
Ağaçlardan,Hayvanlardan ve insanın kendi çevresinden sorumlu olduğunu öğrenmeli bu kadar kendini düşünmemeli insanlar..
Geldik,yedik, gidiyoruz olayı değil bu..
İnsanlar bir ev aldığında ya da kendi evleri olduğunda nasıl evi için en güzelini yapıyorlar en iyisini istiyorlar..
Dünya'da bizim insanların sorumlu olduğu bir ev..Bizim evimiz..
O kadar olaylar yaşandı şuan virüs sayesinde Dünya durmuş vaziyette ve Dünya bu sayede kendini iyileştiriyor..
Seneler sonra ilk defa ozon tabakası kendini hızlı bir şekilde iyileştirmeye başlamış hiç olmadığı kadar..
Ama insanlar için bu önemli değil onlar için önemli olan yemek,seks,para..
Bunlara o kadar çok kapılıyoruz ki çok şeyi unutuyoruz çok hemde..
İnsanlar kendinden sonraki varislerine öğretmeli sorumluluklarını ...
Gerçi herkes iyi insan  olsaydı Bu Dünya'ya niye gelirdik diyorsunuz..
Söylenen bazı şeylere o kadar çok adapte olmuşuz ki önümüzde hiç bir yol yokmuş gibi tek yol varmış gibi gözüküyor ...
Çok ama çok fazla yol var sana öğretilenlerle yetinmemeli insan yetinirse hiç değişmez çünkü ..
En başta bunu kabullenmeli ..
Kendi özünde insan bunu kabullenmeli kendini geliştirmenin en güzel yolu öğrenme konusunda yetinmemeli ..
farklı yolları kendine özgü deneyimleri tatmalı ..
Başka türlü insan benliğine kavuşamaz ki..
Sürekli birilerinin kopyası olur insanlar...
Bu yüzden kendimi seviyorum..
Bu konuda biraz egoist gibi gelmiş olabilir ama hiç değilimdir sadece bazen öyle davranmayı seviyorum..
Nedense doğduğumdan beri kendimi bildim bileli diyelim hep kendimden başkasına ve o zamanlar baya inançlıydım Yaradandan başkasına güvenmedim bir sorun bir problem bir acı yaşadığımda insanların değilde kendi bulduğum yolu seçtim .. canım acıyarak bazen belki de daha zor yollardan geçerek kendime kavuştum..Bazen de çok basit yollardan..
Kendimi sevmemin noktası ise bir çok insandan farklı düşündüğüm için çünkü hep aynı yollardan gitmedim işe gidip gelirken bile hep yolları değiştiririm bu sayede yeni yollar bazende yeni insanlar keşfettim ve onlardan öğrendim...
Tiyatro eğitimi aldığım bir zamanda tek hatırladığım şey iyi bir rol yapmak istiyorsan insanları çok iyi incele demişti hocam ama hangi hoca adını bile hatırlamıyorum hiç değilse bu dersi hiç unutmadım..
Çünkü en çok inceleyerek öğrendim..
Rol yaparak çok uygulayamadım oyunculuğuma şartlardan dolayı devam edemedim ama hayatımın her saniyesinde bu kuralı uyguladım ..
İnceleyerek öğrendim..
İnsanları,davranışları,... Ama en çok gördüğüm ise birbirlerinin kopyası insanlar..
O yüzden insanlara en başta benliğini öğretmek lazım ve sorumluluklarını Özellikle Dünya'ya ait olan sorumlulukları ..

Bu dünya aşk ve paradan ibaret değil o şekilde yaşayan insanlar ve o şekilde devam ettiren insanlar fazlasıyla var ....
Sana verilen bir zaman var sen Bu dünya'ya Pembe dizi izle yada o şekilde yaşa diye gönderilmedin ..

Şimdi şöyle özetleyelim ..
Dünya'da doğuyorsun ve yerlerde cam kırıkları var bunların üzerinde yürüyerek canın acısa da devam etmen gerektiğini öğretiyor  hayat sana ..Hayattan çok rehberler ..
Bağırıyorsun kanıyor ama  ayaklarım yürüyemem diyorsun ..
Bir şey olmaz devam et diyorlar öne geçen insanlar yolu yarılayan insanlar ...
Bazı insanlar ise devam edemiyor bu acıya dayanamıyor dahada adım atamıyor..
bırakıyorlar bu yolu ve o cam kırıklarından bir parça alıp acısına son veriyor onu ne beklediğini bilmeden ....
O kişi o cam kırığını yerden alıp düzeni bozduğu için ondan sonra ki insanları etkiliyor kazaya sebep oluyor ve yarı yolda istemeden bırakmak zorunda kalıyor ..
Neden yürüyoruz bu camlı yolda diye herkes soruyor ve kendi aralarında bir şeyler düşünüp buna inanıyorlar ..O kadar çok inanıyorlar ki her yolcu bunun üzerine katıp katıp devam ediyor bu yola ..
 Bazıları ise acısını unutmak ve hafifletmek için bu inanca tutunan insanların üzerine çıkıyor ..Bunlar genelde yolu yarılayanlar oluyor ..Canları yanmasın diye başka yolculara daha fazla acı yüklüyorlar ..
Ve kendinden sonrakilere de onu öğretiyorlar ..Yolun sonunu kimse bilmiyor çünkü ,,,çünkü kimse bitiremedi..Kimse aynı yolu tekrar yürümek için gelmedi gelse bile tekrar yürürmüydü bu yolu soru işareti...
hep  o yol gösterildiği için bir birlerine o camlı yolda yürümeyi öğrettiler..Çevresinde ne var ne yok bunları hiç söylemediler ve görmediler ne kadar sessiz varlık varsa hep geride bıraktılar ve üstüne basarak geçtiler ..
hep bu camlı yoldan bahsettiler ..
Eğer adam olmak istiyorsan bu yolda yürümen gerek dediler..Kendinden sonrakilere ..
Biride şu camlı yolu temizlemek için uğraşmadı hep yürüdükleri için yürümeye devam etti insanlar çünkü ondan öncekiler hep yürümüş başka yol düşünmediler ki...Hep bu yolla ilgili şarkılar şiirler yazdılar.. Ama denemediler Çünkü o kadar çok cam kırığı var ki ben baş edemem dediler ..
Biride belki o camlı yolu temizlemeyi öğretseydi en başta belki o kadar insanın canı yanmazdı ...Temizlemeye çalışan fark eden insanlar elbet oldu ama o kadar insan geçmiş ki o yoldan hatta derler ya ben senin geçtiğin o yolları turladım vs gibi dedikleri için ve her geçtiklerinde de aynı şekilde davrandıkları için o camlı yollar genişledi büyüdü ve daha çok can yaktı ...
Ve artık Dünya'da o camlı yolu o kadar genişleten insanlara kızdı ki çünkü o camları yaydıkça insanlar   Dünya'nın da canı yandı ...

Gerisi sizde ..
Bugünlük bu kadar olsun ..

Şu resminde hakkını verelim artık....
Bir de not ; Sevmek güzel şey camlı yollarda daha iyi hissetmeni sağlıyor ..
Herkes farklı doğuyor ama herkes aynı olmaya çalışıyor ..








Bunlara da göz atmak ister misin ?

Youtube önerileri !